23 Ağustos 2009 Pazar

ZAMAN TÜNELİ

Bu şiiri gökgürültüsünde
Şimşeklerin ışığında yazıyorum
Bir sinama gibi geçmişi
Gözümün önünde canlandırıyorum
Zaman tüneline girip
Çocukluk yıllarıma gidiyorum
O çıvıl cıvıl yıllara
Kuşlar gibi uçuyorum

Yaramaz ve haylaz bir çocuk oluyor
Yerinde duramıyor sağı solu dağıtıyorum
karnım acıktığında mısır ekmeğine
Tereyağını sürüp lokma lokma yutuyorum
Üstüm başım çamur ayağımda karalastik
Tenekeden davul borulardan zurna yapıyorum
Hem çalıyor hem oynuyorum
Daldan dala hopluyor tarzan oluyorum
Geçen günleri eğer bir bulabilrsem
Yemin ediyorum eğer bir yakalarsam
Zindanlara atacağım onu hapsedip
Bir daha dışarıya salmayacağım
Uçup giden günlerimi arıyorum
Nasılda hemen gittiler
Bir türlü inanmak istemiyorum
Beni nasılda terkettiler
Çocukluğum sadece fotoğraflarda kalmış
Baktıkça hüzünleniyorum
Bu rüya nasılda bitti
Uyanmak istemiyorum.

Gençlik yıllarıma geçiyorum
Tığ gibi delikanlıyım
Her gün saçımı tarıyor
Üstüme toz kondurmuyorum

Abamı satıp handa yatıyorum
Bu hayat hep renkli geçecek sanıyordum
Acısıyla tatlısıyla aşkıyla
Hep o renkli gençliğimi arıyorum

Aynaya baktığımda yaşlanıyorum
Bana çocukluğumu gençliğimi verin diye yalvarıyorum
Saçlarım ağarmış, vucudum hantallaşmış
Yorgun ve bitkin inanamıyorum

Zaman tünelinde bir kalabilsem
O zamandan hiç ayrılmayacağım
O anı bir yakalarsam
O devirde yaşayacağım


İsmet ERÇAL

Hiç yorum yok: